KARINDEŞEN JACK
“Tarihe bakıldığında 20.yüzyılın benim başlattığım görülecektir”
-Karındeşen Jack
Karındeşen Jack (Jack the Ripper), 1888 yılının ikinci yarısında, Londra’nın gecekondu semti Whitechapel’da faaliyet göstermiş bir seri katildi. Katilin ismi, gazeteye gönderdiği mektuplardan birinde geçiyordu. Bu mektup cinayetlerin işlendiği dönemde basılarak yayınlanmıştı. Tamamı hayat kadını olan kurbanlardan beş tanesinin kesinlikle Karındeşen Jack cinayeti olduğu yazıldı ancak daha sonradan anlaşılan Jack’in yaklaşık 20 cinayet olduğuydu. Cinayet Dosyası cinayetlerden iki sene sonra kapatıldı. Ta ki modern teknolojinin gelişmesine kadar…
Dehşet, 31 Ağustos 1888 de sabahın erken saatlerinde başladı. Sabah 3:45 sıralarında Londra’nın East End bölgesindeki, ıssız ve loş bir sokakta yürüyen hamal George Cross, muşambaya sarılı bir şeye çarptı. Yakından bakınca, bu yığının parçalanmış bir kadın vücudu olduğunu anladı. Kadının daha sonra 42 yaşındaki Mary Ann Nicholls adında bir hayat kadını olduğu ortaya çıktı. Gırtlağı kesilip karnı açılmıştı.
Nicholls cinayetinden bir hafta sonra, ilk cinayet mahallinden 800 metre uzaklıkta, pansiyon olarak kullanılan bir binanın arkasında,kötü beslenme ve veremden muzdarip 47 yaşında bir hayat kadını olan Annie Chapman’in parçalanmış cesedi bulundu. Chapman’in kafası neredeyse vücudundan kopmuştu, katil tüm boyun adalelerini kesmişti ve neredeyse omuriliğini de koparmıştı. Ayrıca iç organları da karnından dışarı çıkarılmıştı.
Katilin gerçek kimliği o zamanlar bilinemeyecektir. Ancak birkaç hafta sonra Metropoliten Polisi kışkırtıcı bir mektup aldı. Mektup suçlu olduğunu söyleyen şahıs tarafından yazılmış ve takma isimle imzalanmıştı. Bu isim halk tarafından benimsendi. Bu andan itibaren Çılgın Whitechapel Kasabı, şu korkunç isimle aranacaktı:”Karindesen Jack”

Polisin Karindesen’in mektubunu almasından iki gün geçmişti. Jack bu seferde Elizabeth Stride adinda İsveçli bir hayat kadınının boğazını kesti ancak kurban üzerinde diğer korkunç şeyleri yapamadan, yaklaşan bir arabanın sesiyle işini yarim bırakmak zorunda kaldı. Oradan hızla kaçan Karindeşen, Cathrine Eddowes adında, kaldırımda sarhoş bulunduğu için karakola götürülerek ayılana kadar orada tutulan ve henüz salıverilmiş olan 43 yaşındaki bir hayat kadınına rastladı. Onu ıssız bir meydana götürdü ve orada boğazını kesti. Ardından şeytani bir öfkeye kapılarak kadının yüzünü tamamen parçaladı, vücudunu kuyruk sokumundan göğüs kafesine kadar kesti, bağırsaklarını dışarı çıkarttı ve sol böbreğini alarak uzaklaştı.
Tarihe Geçecek Olan Mary Jane Cinayeti
Karindeşen tarafından gerçekleştirilen son suç aynı zamanda en korkunç olanıydı. 9 Kasım gecesi, 3 aylık hamile olan 25 yaşındaki İrlandalı bir hayat kadınıyla onun odasına gitti. Gecenin ortalarına doğru onu yatakta öldürdü, birkaç saat boyunca keyifle cesedi parçaladı iç organlarını dışarı çıkarttı, burnunu ve göğüslerini kesti, bacaklarının etlerini sıyırdı.
Bu olaydan sonra, Whitechapel cinayetleri birden bire durdu. Karindeşen sonsuza kadar ortadan yok oldu, tarihten çıkıp efsaneler alemine karıştı.
Karindesen Jack in son kurbanı Mary
Kelly’nin nasıl bulunduğunu anlatan 1888 tarihli bir gazete olayı şöyle anlatıyordu:. ”Boğaz bir bıçakla kesilmiş, kafa vücuttan neredeyse ayrılmıştı. Karın kısmen parçalanarak açılmış ve her iki göğüs de kesilmiş. Burun kesilmiş, alnındaki deri yüzülmüş ve uyruklardan ayaklara kadar etler kemikten sıyrılmıştı. Bağırsaklar ve vücudun diğer parçaları yoktu, ancak karaciğer vs. bu zavallı kurbanın ayakları arasına yerleştirilmişti. Bacaklardan çıkarılan etleri göğüsler ve burun katil tarafından masanın üstüne konmuş ve kadının ellerinden biri midesinin içine sokulmuş.”
İngiltere Kraliçesi Victoria tarafından da adım adım takip edilen “Jack the Ripper” ismiyle dönemin bazı liderlerine suikast mektupları da yazıldı. Bunlar arasında Rus Çarı III. Aleksandr ve Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid de vardı. Prof. Dr. İnci Enginün tarafından neşredilen ve o tarihlerde Londra Sefaretinde Başkâtip olarak bulunan Şair Abdülhak Hamid Tarhan’ın hatıratında nakline göre: kağıt üstünde ve farklı bir amaçla da olsa “Sultan II. Abülhamid, Londra’dan “Jack the Ripper” imzalı bir tehdit mektubu aldı ve bu konunun araştırılması için iki yüz elli liralık bir çek göndererek kendisini görevlendirdi. Yine Padişah tarafından ayarlanan bir İngiliz dedektifine müracaat etmesi istenen Abdülhak Hamid Tarhan, Şehbender Emin Efendi’ye birlikte yürüttüğü ve, “Londra’daki Jack the Ripper bizim çarşıdaki Sarı Çizmeli Mehmed Ağa’dan beterdi. Yedi milyona karib nüfusu olan bir şehirde böyle meşhur ve müstekreh bir nam-ı müstearla yazılan suikast mektubunun sahib-i mesül-ü kimdir, nasıl tahkik olunabilir? Her taraftan bu yolda cevaplar almıştık.” şeklinde aktardığı araştırmaların sonucunu Sultan II. Abülhamid’e bildirdi.
İngiliz gazetesi Mail on Sunday’in haberine göre, modern adli tıp sayesinde katilin kimliği kesin olarak belirlendi.
Karındeşen Jack’in polise yazdığı mektup;

Karindeşen Jack”

(Kimliği bilinmemektedir)



Gazetelere mektup ve kriptogramlar yolladı

Zodyak’ın kimliğini ortaya çıkarmayı saplantıya dönüştürdü
Henüz ipucu bulunamadı
Kesinleşen kurbanlar
-
David Arthur Faraday, 17, ve Betty Lou Jensen, 16: Lake Herman Road’da, Benicia sınırları içinde, 20 Aralık 1968 tarihinde kurşunlanarak öldürüldüler.
-
Michael Renault Mageau, 19, ve Darlene Elizabeth Ferrin, 22: 5 Temmuz 1969 tarihinde, Vallejo’daki Blue Rock Springs Park’ta bir park yerinde kurşunlandılar. Mageau saldırıya yaşarken, Ferrin hastahaneye getirilirken hayatını kaybetti.
-
Bryan Calvin Hartnell, 20, ve Cecelia Ann Shepard, 22: 29 Eylül 1969 tarihinde Napa ilindeki Berryessa gölü kıyısında bıçaklandılar. Hartnell 8 bıçak yarasını yaşadı, Shepard ise iki gün sonra hastahanede öldü.
-
Paul Lee Stine, 29: San Francisco’daki Presidio Heights civarında ateş edilerek öldürüldü.
Mustafa Tunahan Yıldız