Stresli anlarınızda rahatlamanın bir yolunun da sanat olabileceğini biliyor muydunuz?
Galerileri, sergileri, müzeleri gezmek veya müzik dinlemek ruhumuza iyi geliyor fakat sanatın yapabilecekleri bunlarla sınırlı değil. Sanatı stresimizi azaltmanın, kendimizi daha iyi tanımanın, rahatlamanın hatta kötü huylarımızı düzeltmenin bir yolu olarak da kullanmak mümkün.
Sanat terapisi, insanın kendisini daha iyi tanımasını sağlayan; hayattaki zorlukları ve stresi daha iyi anlamasına ve onlarla başa çıkmasına yardımcı olan bir terapi türüdür. Sanat terapisinde, terapinin amacı terapinin yöntemini belirlemede en önemli etkenlerden biridir. Örneğin kişi rahatlamak için sanat terapisini kullanıyorsa, piyasada satılan yetişkinler için hazırlanmış boyama kitaplarından birini alıp onlar üzerinde çalışabilir (Bu yolu denemiş olan birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, boyama yapmak gerçekten insanın rahatlamasına yardımcı oluyor) fakat kişi travmasını atlatmak gibi daha ciddi bir durum için sanat terapisine başvurmuşsa, mutlaka bir sanat terapisti ile görüşmesi gerekir. Travma gibi durumlarda, kişiye endişelerinin kolajını yapması gibi aktiviteler önerilir. Sanat terapisi bireysel olarak yapılabileceği gibi, grup terapisi olarak da yapılabilir; her iki durumda da, iletişimin yeri çok büyüktür çünkü sanat terapisi üretilen eser üzerinde terapist ile veya grup ile tartışmayı gerektirir, bu nedenle sanat terapisinin kişinin iletişim gücünü geliştirdiği de söylenir. Sanat terapisinin önemli noktalarından biri de sanat terapisinin bir kerelik bir terapi olmaması, süreklilik gerektirmesidir.
Sanat denilince akla sanatın onlarca dalı gelse de sanat terapisinde sanat; kişinin iletişim becerilerinin gelişmesi, stres ile başa çıkılması ve kişinin kendisini keşfetmesinde bir araç olarak görüldüğü için; dans, drama ya da müzik gibi sanat dalları sanat terapisinin içerisinde yer almaz.
Genel yargının aksine, sanat terapisi yalnızca çocuklar için değildir ve sanatsal bir yeteneğinizin olmasını gerektirmez. İngiliz Sanat Terapistleri Birliği (The British Association of Art Therapists) sanat terapisinde esas olanın sizin yeteneğiniz değil, icra ettiğiniz sanatta vermeye çalıştığınız duygular ve iç dünyanızın yansımaları olduğunu belirtmiştir.
Vincent van Gogh ve Edvard Munch, sanatı bir terapi olarak kullanmış ressamlar arasındadır.
Edvard Munch, sanatın kendi üzerindeki etkisiyle ilgili olarak: “Sanatımda, yaşamı ve yaşamın anlamını kendime açıklamaya çalışıyorum.” demiştir.
Reblogged this on tabletkitabesi.
BeğenBeğen