Kalça ve vajinasının büyüklüğü nedeniyle bir ‘arzu nesnesi’, bir ‘ucube’ diye Avrupalıların eğlencesi olan; bilim adamlarının elinde bir deney hayvanına dönüştürülen Sarah Baartman’ın Afrika kolonilerinden Avrupa’daki egzotik insan sergilerine uzanan öyküsü. Uygar insanın insan kafesleri ve bugünün ucube şov dünyası…
1800’lerin modası olarak bir ucube gibi müzelerde ve sirklerde sergilenen Saartjie Baartman, kısa sürede çok ilgi çekti. Dar kıyafetler giydirilerek, yüzü boyanan, tüyler takılarak dans ettirilen kadın, kendisini izleyenler tarafından sürekli hakaret ve tacize maruz kaldı.
Londra’daki gösterilerinin ardından Paris’te bir vahşi hayvan bakıcısına satılan Saartjie Baartman, burada da bir hayvanmış gibi davranışlara maruz kalır.
Paris’te kendisine hakaret eden beyaz adamların karanlık fantezilerinin kurbanı olur. Para karşılığı erkeklere satılmaya başlanır. Bu insanoğlunun ne kadar ikiyüzlü olabildiğinin bir ispatı niteliğinde. Bir hayvan gibi gördükleri bu Afrikalı ile cinsel ilişki yaşamak için birçok beyefendi sıraya girer.
Saartjie Baartman, henüz 23 yaşındayken alkolizm ve yaşadğı acıların etkisiyle hayatını kaybeder. Zengin biri olarak vatanına geri dönme hayalleri son bulur. Ancak ölüm bile onun için huzur anlamına gelmez.
Bu zavallı genç kadının ölüsü dahi insanların elinden kurtulamamıştır. Meşhur kalçası ve cinsel organı kesilmiş, özel sıvılarla dolu kavanozlarda saklamıştır. Vücudunun geri kalanı ise mumyalanarak 1876 yılına kadar Paris’te bir müzede sergilenmeye devam eder. Nelson Mandela, 90’lı yıllarda bedeni vatanına geri göndermeleri için girişimde bulunur. Durumun Fransa’da yankı bulmasıyla cesedi, Güney Afrika’ya gönderilir.
İnsan hakları ve kadın hakları kuruluşlarının önemli bir referansı haline gelen Saartjie Baartman’ın yaşamı filmlere konu olmuştur. Bunlardan en ünlüsü, onun öldüğü topraklardan çıkan Venus Noire’dir.
Yazıyı gece okudum ve beni çok üzdü bu hikaye, tabi dünya tarihinde bu tür binlerce şey var ama bu temsili bir haber. Hala da var malesef. İnsanların sadece bedenleri üzerinden değerlendirilmesi, hem aşağılanıp hem merak edilmesi insanoğlunun adi yanının bir özelliği. Üzdü ama düşündürdü yazınız, teşekkür ederim
BeğenBeğen