Afrodit ve Adonis’in Hikayesi

Aşkın doğuşu;
Aşkla beraber ihanette doğmuş İhanetle beraber kıskançlık…Kıskanmış Smyrna’yı, Afrodit Laneti üzerine olmuş Aşıkmış babasına Smyrna Girmiş habersizce koynuna
Duyunca babası Almış kılıcı eline Yürümüş üzerine
Durur mu Smyrna Mersin ağacına dönmüş sonra. Bu ağacın gövdesinden Adonis çıkmış yeryüzüne Güzel mi güzel, yakışıklı mı yakışıklı Görenlerin güzleri kamaşmış
Afroditle, Persephone Paylaşamamış bu güzel delikanlıyı Tanrıların tanrısı Zeus Aracı olmuş ikisine
Adonis yılın dört ayını Afrodit’e Dört ayını Persephone’ye ayırmış Geri kalan aylar Kendisine bırakılmış. Adonis aşıkmış Afrodit’e Onu çok beğenmiş Geri kalan aylarda ona gelmiş. Bu duyulunca Kızılca kıyamet kopmuş tanrılar katında Yer altı tanrıçası persephone Kıskançlıktan çatlamış
Savaş tanrısı Ares Bereket tanrısı Artemis’le buluşmuş Ölüm kararı çıkmış ikisinden Adonis ah Adonis!
Yaban domuzu sürülür üzerine Afrodit koşar sevgilisine. Adonis kasığından yaralıdır Kanlar içinde ölür Afrodit kimin yaptığını bilir. Adonisin toprağa düşen kanı Her bahar gelişinde Dağ lalesi olarak süsler etrafını Sevgilisine koşarken Afrodit Ayağına batmıştır dikenler Kanı kıpkırmızı yerlerde Şimdi Afrodit Beyaz yerine Kırmızı güllerde. Aşkla beraber ihanette doğmuş İhanetle beraber kıskançlık Yeryüzünde mücadele Bundan sonra başlamış.
Suriye ya da Kıbrıs kralı Kinyras’ın güzel kızı Myrrna (mira) ya da bir diğer adıyla Smyrna (Simima) (Yani İzmir) güzelliği ile öylesine övünmektedir ki; hatta güzellik tanrıçası Afrodit’i bile kendine eş tutmakta, onunla yarışmaktadır. Afrodit onun kendisine karşı olan bu saygısızca davranışına öylesine öfkelenir ki; bir gün tüm acımasızlığıyla aşık eder kral kızını babasına!… Babasını da bu aşkın günahını hissetmesin diyerek büyüler çarpıcı soluğu ile…

Tanrıça Aphrodite’nin lanetine uğrayan kralın kızı Myrrha ya da Smyrna babasına aşık olarak onunla birlikte olur.Bunun farkına varan kral, bu günahı temizlemek için kızını öldürmeye kalkar, ancak tanrılar araya girerek Smyrna ‘yı kurtarmak için onu bir mersin ağacına dönüştürür.

Doğum zamanı gelince Smyrna ‘nın dönüştüğü bu ağaç içini çekip inleyemeye başlar. Bunun üzerine Doğum Tanrıçası gelip ağaca dokunarak konuşup onu yatıştırır. Daha sonrasında ağacın kabuğu çatlar, gövdesinden ölümlülerin en güzeli olan Adonis dünyaya gelir.

Çocuğa aşık olan Aphrodite onu gözlerden uzak tutmak için yeraltı tanrıçası Persephone’a emanet eder..Ama Persophone’de çocuğa vurulur ve onu Aphrodite’e bir daha geri vermeye yanaşmaz. İki tanrıçanın Adonis kavgası bütün Olimpos’u ayağa kaldırır.Zeus ne yapacağını bilemez ve sonunda kararını verir: Adonis yılın yarısında (ilkbahar, yaz) Afrodit ile ve yılın diğer yarısında (sonbahar, kış) Persephone ile kalacaktır. Mevsimlerde bu şekilde ortaya çıkmıştır.

Bereket tanrıçası Afrodit sonbaharda Adonis’in gidişine o kadar üzülür ki bütün canlılar onunla beraber yas tutarlar, sararıp solar, yaprak dökerler. Kışın ise Afrodit’in özlemi o kadar fazlalaşır ki bütün doğa da onunla beraber donar kalır. İlkbaharın gelişiyle Adonis yeryüzüne çıkar Afrodit’in yanına; doğa da canlanır birden, ağaçlar yeşerir, doğurganlık geri gelir yeryüzüne.

Gel zaman git zaman Adonis 8 ay Afroditin, 4 ay Persephone nin yanında kalmaya başlar.Bu işe bozulan Persephone ,Afrodite aşık olan Ares e anlatır durumu(Ares savaş tanrısı, Roma mitolojisinde Mars)..

Adonis in en büyük tutkusu av olduğu için;Afrodit onu bir gün ava çıkarır
Ne yazık ki Ares yaban domuzu kılığına bürünerek yaralar Adonis’i..
Adonis ; kanaya kanaya can verir….
Rivayet odurki;
Adonis in kanının aktığı yerlerde ANEMON’lar (Manisa Lalesi) biter.
Afrodit sadece gözyaşı döker sevgilisi ölürken ….
Çünkü tanrıların ölüm üzerine hiç bir güçleri yoktur…
Adonis’in yardımına koşan Aphrodite’den,ayağına batan diken nedeniyle akan kan tanrıçanın çiçeği olan beyaz gülü kırmızıya boyar… Kandan kırmızı olan kırmızı güller bu yüzden aşkın sembolüdür.
İdil şairi Bion; Tanrıçanın, Adonis in akan kanı kadar gözyaşı döktüğünü ve her damla gözyaşından bir gülün,her damla kandan bir dağ lalesinin oluştuğunu anlatır….
Shakespeare de kayıtsız kalamaz ve ilk ürünlerinden biridir Venüs le Adonis şiiri.. 1593 yılında basılmıştır. 1194 mısradan oluşur.

Böylece biter trajik bir aşk hikayesi daha…Okyanusun köpüklerinden apak doğan kadının; gözyaşı da tutkusu da dağda, denizin mavisinde yaşamaya devam eder tüm ölümlülere inat…
ADONİS;Aşk….. Adonis Anadolu, Adonis temmuz(doğduğum ay), Adonis uyanış,yeniden doğuş; Adonis ağacın bağrından kopup gelen, Adonis hem bir ananın hem bir kadının seveceği, Adonis bereket, Adonis tango kırmızısı çiçek.. Adonis İzmir Adonis deniz Adonis dağ başında lale… Hem ölümlü hemde yaşamakta hala… Adonis kan Adonis can; canan Adonis al bayraklı vatan….
Mustafa Tunahan YILDIZ
Comments