Orta Çağ’da “Hayvan Mahkemeleri”, “Deli Bayramı”, “Döverek Boşan
Doğmak için çok talihsiz bir dönem olduğu düşünülen Orta Çağ’da insanların yoksul, yiyeceğin kıt, her şeyin kirli olduğuna ve tüm bunların bir araya gelişinden doğan sefaletin nüfusu kırıp geçirdiğine dair ortak algı var. Orta Çağa ilişkin bu algının dışında bilediğimiz şey ise insanlık tarihinin en garip, en gülünç ve en şaşırtıcı trendlerinin bu dönemde ortaya çıkmış olması. İşte size Orta Çağ döneminin bazı eksantriklileri.
Hayvan mahkemeleri
Bir eşek, vahşete katılmaktan yargılanmış ve sonrasında istemeden katıldığı için serbest bırakılmıştı.
Orta Çağ’da hayatın zor olduğuna şüphe yok, ancak bu zorluk yalnızca insanlar için geçerli değildi. Tıpkı iki ayaklı sahipleri gibi, böceklerden büyükbaşlara kadar tüm hayvanlar yasayı ihlal ettikleri şüphesi üzerine mahkemeye çıkarılıyordu. Orta Çağ’da sanığın bir hayvan olduğu en az 85 mahkeme kaydı bulunuyor. Hayvanların sanık koltuğuna oturma hikayeleri ise kimi zaman trajikken kimi zaman absürt olabiliyor.
Hayvan mahkemelerinin en azılıları İnsan vücutlarını kemirmekten çocuk yemeye kadar birçok şeyle suçlanan ve hüküm giyen domuzlar. Mahkemeye çıkarılan domuzların çoğu suçlu bulunuyor sonrasında ise asılarak veya kazığa bağlanıp yakılarak idam ediliyordu. 1386’da görülen bir davada, suçlu bulunan domuz yelek ve eldiven giydirilip insan maskesi takılarak idam edilmiş.
Kanunun sert tokadını yiyen sadece domuzlar değildi. 1474’de mahkeme bir horozu yumurtlayarak doğaya aykırı bir davranışta bulunmaktan suçlu bulmuştu; sert üslupla yazılmış mektuplarla uyarılan farelerden yuva yaptıkları binaları terk etmeleri isteniyordu, yine çok ilginç bir şekilde 1596’da Marsilya’da görülen bir mahkemede sanıklar birer yunustu.
Buna rağmen tüm davalar da vahşice sonuçlanmıyordu. İstenmeyen bir cinsel girişimin kurbanı olan maymun erdemli ve iyi huylu bir hayvan olduğunun beyan edildiği güçlü bir savunmanın ardından suçsuz bulunarak serbest bırakılmıştı.
Döverek boşanma
Çukurdaki silahsız bir adam ile elinde beze sarılmış taşlar olan karısı arasındaki kavga.
İş aralarındaki çekişmeyi çözmeye gelince Orta Çağ’daki Alman çiftler zaman kaybetmiyordu. İki normal insan gibi tartışmak yerine, şiddete başvurmayı tercih ediyorlardı. Tek seferlik dövüşmeden oluşan mahkemeler çiftlerin aralarındaki anlaşmazlıkları çözmenin yaygın bir yoluydu ve bir karı koca dövüşmeye başladığı zaman işin içine erkeğin tek eli arkasında bir çukurun içine ayakta durması kadının ise içi taş dolu bir torbayla etrafında koşması gibi tuhaf sınırlamalar getiriliyordu.
Kuralsız futbol
Holiganlığın modern bir olgu olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Orta Çağ İngiltere’sinde daha sporun adı bile konulmamışken şiddet dolu olaylar yaşanıyordu.
Bugün futbol olarak bildiğimiz spor vahşi, kaotik ve hatta ölümcül olabiliyordu. Tüm köyde, sayısız oyuncuyla oynanabiliyor ve çoğu zaman tekmelenen top değil karşı takım oluyordu. Gol atmaya giden yolda adam öldürmek dışında her şey mubahtı. 1314’de Kral II. Edward yeter artık diyerek oyunu yasakladı.
Deliler bayramı
Orta Çağ Avrupa’sında birçok insan, Ocak ayının başlarında Deliler Bayramı’nı kutlamak üzere bir araya geliyordu. Bu bayram da kökenini birçok Hristiyan bayramı gibi bir pagan festivalinden, Saturnalia’dan, almaktaydı. Deliler Bayramı’nda en yüksek rütbeli memurlar en düşük rütbeye geçiyor, hizmetçiler efendi oluyor ve toplaşan kalabalıktan sözde bir kral seçiliyordu.
Başta yalnızca kilise koridorlarıyla sınırlı tutulması istenmişse de kutlama halktan insanların da katılımına açılmış böylece geçit törenleri, komik performanslar, kostümler, erkeklerin kadın, kadınların erkek kılığına girmesi, açık seçik şarkılar ve tabii ki sınırsızca içki gibi türlü eğlenceler de ortaya çıkmıştı.
Edit: arkeofili.com
Comments