top of page

Uluburun Batığı: Deniz ticaretinin 3300 yıllık simgesi

Uluburun Batığı, günümüzden 36 yıl önce sünger avcılığı ile uğraşan Mehmet Çakır tarafından sünger çıkarmak için daldığı bir gün tesadüfen keşfedilmiştir. Mevki olarak, Antalya’nın Kaş ilçesinin 8 km açığında, denizin ortalama 50 m derinliğinde bulunmuştur. Geminin, M.Ö. 1280’li yıllarda, şiddetli rüzgar sebebiyle kayalara çarparak battığı düşünülmektedir. Bu geminin yaşı, geminin yapımında kullanılan sedir ağacı üzerindeki inceleme sonucu tespit edilmiştir. Tunç Çağı’na ait bu gemi, dünyanın en eski deniz ticaret gemisi batığı olarak kabul edilmektedir.

Geminin, bulunduğunda iskeletinin gayet iyi durumda olduğu dile getirilmiştir. Taşımış olduğu değerli ve stratejik önemi olan, 20 ton civarındaki kargosu sebebiyle dünya deniz ticaretinin en önemli simgesi olarak kabul edilir. Geminin taşıdığı ham madde ve diğer değerli ürünlerin, muhtemelen bir veya daha fazla kral sarayı için yollanmış olduğu düşünülmektedir. Muhtemel rotasının da, Suriye-Filistin kıyılarından ya da Kıbrıs’tan Ege’ye doğru olduğu tahmin edilmektedir.

Uluburun batığı olarak isimlendirilen bu gemi, yaklaşık 15 m boyunda, 5 m eninde ve 20 ton ağırlığında yük taşıma kapasitesine sahiptir. Geminin ana yükü, 10 ton bakır külçe (354’ü öküz gönü şeklinde ve 121’i de disk şeklinde) ve 1 ton disk şeklinde kalay’dan oluşmaktaydı. Daire şeklinde, 25 cm çapında ve kobalt mavisi renginde 175 tane cam külçe, muhtemelen cam ustalarına götürülüyordu. Gemide bulunan 150 tane amforanın, çoğunluğunda terebentin, bazılarında zeytin ve bir tanesinde de cam boncuklar yer alıyordu. Ayrıca 10 tane pitos, tunç aletler, devekuşu yumurtaları, Asur, Suriye, Kenan ülkeleri ve Mısır medeniyetlerine ait mühürler (özellikle Nefertiti’nin mührü), sedir ağacı, çok sayıda altın ve gümüş takı, büyük bir altın kupa, altın bilezikler ve altın pandantifler bulunmaktaydı. Akik, cam, kehribar ve altından yapılmış boncuklar ile 2 menteşesi fildişinden yapılmış olan küçük bir balmumlu ahşap yazı tableti de yer almaktadır. İlaveten gemide, heykelciklerle beraber, kılıçlar, oklar, yaylar ve ok uçları olmak üzere tam tamına 18 bin parça eşya bulunmuştur.

Deniz ticaretinin 3300 yıllık simgesi olarak nitelendirilen Uluburun Batığı’nın Kenan ya da Kıbrıs yapımı olduğu tahmin edilmektedir. Geminin yapım aşamasında farklı bir yöntemin tercih edildiği tespit edilmiştir. Günümüzde yaygın olarak kullanılan “önce iskelet” yöntemi terk edilmiş onun yerine, “önce kabuk” yöntemi tercih edilmiştir. Bu nasıl bir yöntemdir diye merak edenler için; öncelikle geminin dış yüzeyi olan kabuk inşa ediliyor, daha sonra ise içerisine iskeleti ekleniyor. Kısaca geminin kaplama tahtaları “geçme yöntemi” kullanılarak birleştirilmiştir.

Dünyadaki en eski açık deniz gemisi olarak da nitelendirilen bu batık, 11 yıl süren sualtı çalışmaları sonucu ortaya çıkartılmıştır. ABD’de bulunan, Sualtı Arkeoloji Enstitüsü kurucusu olan George F. Bass ve Cemal Pulak önderliğinde, arkeolojik kazı tekniklerine uygun olarak 1984’te başlanan çalışmalar 1994 yılında tamamlanmıştır. Tespit edilen buluntular restore edilerek Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne taşınmıştır. 360 Derece Araştırma Grubu tarafından 2005 yılında, aslına uygun olarak yapılan ve Uluburun-2 adı verilen geminin replikası, batığın Akdeniz’deki rotasını izlemiştir. Daha sonra ise Ulburun-3 adlı replika inşa edilip, geminin tespit edildiği 50 m derinlikteki yerine yani battığı noktaya denizin dibine indirilmiştir. Uluburun Batığı’nın bir kısmının ve kargosunun replikaları ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde teşhir edilmektedir.

Öne Çıkanlar

En Güncel Haberler

Küresel haberleri doğrudan gelen kutunuza getirin. Haftalık bültenimize kaydolun.

Hayatı Ti'ye Aldın. Aramızda Yerin Var :)

  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • Youtube
bottom of page